- seçme
isim Seçmek işi, intihap, seleksiyon"Kendine yeni bir meslek seçmesini bildiğinden dilencilikte karar kıldı." - İ. O. Anar
- üstün
sıfat Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan"Bu nazire gazeller muhakkak ki onlardan çok üstündü." - A. H. Çelebi
- üstün
isim, dil bilgisi Arap harfli metinlerde bir ünsüzün a, e seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, fetha
- ayıklamak
-i Bir şeyin içinden, işe yaramayan, gereksiz veya istenmeyen taneleri ayırıp çıkarmak, temizlemek"Döndüğümde karımın mezarını dolduran otları, baldıranları kendi elimle ayıkladım." - A. Gündüz
- seçkin
sıfat Benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, üstün, mümtaz, güzide, mutena"Burası seçkin konukların ağırlandığı yerdi." - İ. O. Anar
- mümtaz
sıfat Seçkin
- güzide
sıfat Seçkin, seçilmiş, seçme"Selanik'in en varlıklı, en muteber, en güzide ailelerinden sayılıyor." - A. İlhan
- titiz
sıfat Çok dikkat ve özenle davranan veya böyle davranılmasını isteyen (kimse), memnun edilmesi güç, müşkülpesent"Kendisi gayet titiz, kibirli, azametli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar imiş." - A. Rasim
- ayırmak
-i, -e Bölmek"Elmayı dörde ayırmak."
- seçmek
-i Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak"Ben bu kitabı seçtim."
- seçilmiş
sıfat Seçerek ayrılmış, güzide"Seçilmiş hikâyeler."
- elit
sıfat Seçkin
- seçmesini bilen
- ince eleyip sık dokuyan
- intihap etmek. selectness seçkinlik.
- seçip ayırmak
- seçme, seçkin, seçmek, seçip ayırmak