- eski
sıfat Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı"Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden?" - N. Ataç
- yırtık pırtık
sıfat Parça parça olmuş, eskiyip parçalanmış, eski püskü"Çatıların üstüne çöp yığınlarından ayıkladıkları naylonları, yırtık pırtık savanları, delik deşik kilimleri serdiler." - L. Tekin
- şüpheli
sıfat Kuşkulu"Mazisi şüpheli kadınlarla evlenmek, insanı sonraları rahatsız eder." - P. Safa
- kılıksız
sıfat Giyimi düzgün olmayan, sünepe, kıyafetsiz, süfli"Çocuk, kılıksız ve bakımsız." - N. F. Kısakürek
- perişan
sıfat Dağınık, düzensiz, karmakarışık"Ne kadar toplasan perişandır / Toplanır saçlarım dağılmak için" - C. Şehabettin
- köhne
sıfat Eskiyip yıpranmış, bakımsız kalmış"Annemin çocukluğundan beri yanından ayırmadığı köhne ciltli, küçük bir Mushaf'ı vardı." - Y. K. Beyatlı
- eski püskü
sıfat Çok eski, iyice eski"Eski püskü paketin içinde ne olduğunu anladınız, değil mi?" - O. C. Kaygılı
- güvenilmez
- içine tohum katılmış
- tohuma kaçmış
- keyifsiz. seedily tohuma kaçmış bir şekilde. seediness tohuma kaçma
- tohumlu, partal, eski püskü, kılıksız, keyifsiz