- dedikodu
isim Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma, kov, gıybet, kılükal"Zaten ufacık mahalle, dedikodu desen diz boyu." - E. Şafak
- söylenti
isim Ağızdan ağıza dolaşan, kesinlik kazanmayan haber, rivayet"Önce kulaktan kulağa fısıldanan bu söylentilerin meclis kürsülerinde açıkça ifade edildiği oluyordu." - Y. K. Karaosmanoğlu
- şayia
isim Yayılmış haber, yaygın söylenti, duyultu"Hava arada bir bu hâle bir panik niteliği veren korkunç şayialarla dolup boşalıyordu." - Y. K. Karaosmanoğlu
- dedikodu.
- su mancanası