- temizleme
isim Temizlemek işi"Çocuklara yılda bir kez barınakları temizleme sırası gelirdi." - A. Kutlu
- fırça
isim Bir şeyin tozunu, kirini gidermekte veya bir şeye boya, cila sürmekte kullanılan, bir araya getirilerek bağlanmış kıl vb.nden yapılan araç"Yer yer kireç artıkları ve fırça çizgileri duruyor." - R. H. Karay
- fırçalamak
-i Temizlemek veya parlatmak için fırça ile sürtmek
- yıkamak
-i Su veya başka bir sıvı kullanarak bir şeyi temizlemek"Kazı yıkayıp temizlemişler, sonra da parçalayıp tencereye koymuşlar." - Ç. Altan
- kurtluca
isim, bitki bilimi Ballıbabagillerden, tırmanıcı sarı çiçekleri olan, kokusu sarımsağı andıran, göl, akarsu kıyıları vb. nemli yerlerde yetişen bir bitki, meşecik, yer meşesi, yer palamudu, yer pelidi, susarımsağı
- iptal etmek
kullanıştan kaldırmak
- çalılık
isim Çalısı çok olan yer"Bir koyağa girip küçük bir çalılığa saklandılar." - Y. Kemal
- ovmak
Bir şeyin üzerine bastırarak el gezdirmek"Şakaklarını, bileklerini kolonya ile ovdum." - S. M. Alus
- ovalamak
-i Ellerini bir şeye veya birbirine sürtmek"Kocası okurken gözleriyle satırları takip ediyor, elleriyle boncuk çantasını ovalıyordu." - Ö. Seyfettin
- ovalama
isim Ovalamak işi"Alnına ve şakaklarına soğuk su serperek başını ovalamaya devam etti." - P. Safa
- fundalık
isim Funda ile kaplı yer"Çok geçmeden bölük, arkasında ince bir toz bulutu bırakıp dikenli fundalıklar arasından tespih dizisi gibi aktı." - A. İlhan
- fırçalama
isim Fırçalamak işi
- maki
isim, bitki bilimi Akdeniz dolaylarında yaygın olan, bodur ağaç ve çalılardan oluşan bitki örtüsü
- bodur ağaçlı orman
- bodur insan veya hayvan ve bitki
- bodur çalılık, fundalık, fırçalamak, ovalamak, fırçalayarak ya da ovalayarak temizlemek, iptal etmek
- ikinci derecede oyuncuların oynatıldığı taklm.
- temizleme. scrub brush tahta fırçası.