- dert
isim Üzüntü"Göz göz oldu yüreğim, gözlerinin derdinden" - Halk türküsü
- kırbaç
isim Tek parça deri veya uzun esnek bir değneğin ucuna sırım bağlanarak yapılmış vurma aracı"Dünyanın en insafsız elleri sanki beni kırbaçlarla, sopalarla dövdüler." - H. C. Yalçın
- afet
isim Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım"O yıl su baskınları bir afet gibiydi."
- kamçılamak
-i Kamçı ile vurmak
- musibet
isim Ansızın gelen felaket, sıkıntı veren şey"Onlar hızla geçer veya düşer, musibeti sineye çekmek millete düşer." - T. Halman
- cezalandırmak
-i Bir kimseye veya varlığa ceza vermek"Meğer bizim Abdullah ve kardeşi et çalan bir kediyi cezalandırmak istemişler." - F. R. Atay
- kırbaçlamak
-i Kırbaçla vurmak
- başbelası
- kamçi
- ceza vasıtası
- şiddetle cezalandırmak
- felaket ovalayarak
- kırbaç, kamçı, bela, musibet, afet, felaket, dert, kamçılamak, kırbaçlamak, cezalandırmak, büyük zarar vermek, felaket getirmek, acı çektirmek