-  korku isim Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü"Yarı çocuk kalbimde korku, kapıya yaklaştıkça büyüyor." - Y. Z. Ortaç  
-  korkutmak -i Korkmasına yol açmak"Şimdi beni artık bu sessizlik korkutmakta." - A. Ağaoğlu  
-  endişe isim Tasa, kaygı"Bir kayıkta boş kalan son yere atlayıp Galata'ya geçerken kafası hem umut hem de endişeyle doluydu." - İ. O. Anar  
-  panik isim Ani dehşet duygusu, büyük korku, ürkü  
-  ürkmek nsz Bir şeyden korkup sıçramak, tevahhuş etmek"Gölgesinden ürkmüş bir Arap atı gibi şahlandı." - Ö. Seyfettin  
-  korkmak nsz Korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak"Karanlık yerde insan korkmaz mıydı?" - S. F. Abasıyanık  
-  ürkütmek -i Ürküntü vermek  
- ani korku, ürkü, panik, korkutmak, korkmak,
- ani korku