- koruma
isim Korumak işi"Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi." - Y. Kemal
- kurtarma
isim Kurtarmak işi
- kazanç
isim, ticaret Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü"Sırtında hep aynı kahverengi elbise bulunduğuna göre fazla bir kazanç da sağlamıyordu." - C. Külebi
- iktisat
isim Ekonomi
- idareci
isim Yönetici
- tutum
isim Tutulan yol, tavır"Dil bir bakış, görmede bir tutum, belli bir algılama biçimidir." - N. Uygur
- idareli
sıfat İdare etmesini bilen, iyi yöneten
- tutumlu
sıfat Aşırı harcamalardan kaçınan, idareli, muktesit"Ayşe hesabını kitabını bilir, tutumlu bir ev kadınıydı." - Halikarnas Balıkçısı
- tasarruf
isim Bir şeyi istediği gibi kullanma yetkisi, kullanım"Vücudum artık irademin tasarrufundan çıkmıştı." - R. N. Güntekin
- maada
zarf -den başka, gayrı"Karakol Cemiyeti'nin de İstanbul'dan maada, Bursa havalisinde de faaliyette bulunduğu anlaşıldı." - Atatürk
- kurtarıcı
isim Kendi hayatını tehlikeye atarak bir kimseyi, bir topluluğu güç bir durumdan veya yok olmaktan kurtaran kimse, halaskâr"Kurtarıcımız Atatürk."
- koruyan
- kayıtlayıcı
- koruma, kurtarma, tutum, tasarruf, kurtarıcı, koruyan, tutumlu, bkz.save
- muhafaza eden
- sözüm yabana sözüm meclisten dışarı.