- kırılma
isim Kırılmak işi"Ancak diyince şu bilmem ne kulübüyle bilmem ne kulübünün son maçlarındaki kafa, kol, bacak kırılmasından söz açacağımı sanmayınız." - N. Hikmet
- çatlak
sıfat Çatlamış olan"Çatlak bardak."
- fıtık
isim, tıp (***) İç organlardan bir parçanın, genellikle bağırsak bölümünün karın çeperlerini geçip deri altında ur gibi bir şişkinlik yapması, kavlıç, yarımlık"Musiki hocamız genç yaşında bir fıtık ameliyatı sonunda ölmüştü." - S. F. Abasıyanık
- fıtık olmak
büyük sıkıntı duymak, kahrolmak, çaresiz kalmak"Musiki hocamız genç yaşında bir fıtık ameliyatı sonunda ölmüştü." - S. F. Abasıyanık
- Patlama
genellikle ısının yükselmesi ve gazların salınması ile oluşan hızlı ve yüksek bir sesle bir şekilde hacim artışı ve enerjinin açığa çıkmasıdır.
- kırmak
-i Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak"Taşları kırmak. Bardağı kırmak."
- kırılmak
nsz Kırma işine konu olmak, bir veya birçok parçaya ayrılmak
- koparmak
-i Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak"O koskoca lenduha gibi gövdenle ipi koparırsın da başımıza iş çıkarırsın!" - O. C. Kaygılı
- yırtmak
-i Kâğıt, kumaş gibi bükülüp katlanan şeyleri parçalamak"Artık küstahlığın perdelerini yırtmasam da camlarını çatlatabilirim." - A. N. Asya
- kopmak
nsz Herhangi bir yerinden ikiye ayrılmak"Tel koptu. İp koptu."
- yırtılma
isim Yırtılmak işi"Ben evrakı yırtılmaya hazır bir deste hâline getirince güçlükle söylendi." - R. H. Karay
- kopma
isim Kopmak işi
- debelik
- ilişkisini kesmek
- fıtık olmak.
- kırılma, kopma, yırtılma, fıtık, koparmak, kırmak, yırtmak, fıtık etmek
- millet ler veya bireyler arasındaki uyumun bozulması