- karmakarışık etmek
çok karışık duruma getirmek"Tarihin karmakarışık olayları ilmî metotlarla incelenebilir mi?" - C. Meriç
- karıştırmak
-i, -e Karışma işini yaptırmak
- kırışık
sıfat Kırışmış olan"Söz tiyatroya gelince bu yaşlı sanatkârın kırışık yüzü birdenbire canlandı." - P. Safa
- buruşturmak
-i Buruşuk duruma getirmek"Az kalsın açmadan onu da buruşturup atacaktı." - O. Aysu
- örselemek
-i Yıpratmak, eskitmek, hırpalamak, zedelemek"Geçen zaman beni örseledi." - R. Mağden
- buruşukluk
isim Buruşuk olma durumu
- buruşmuş şey
- buruşturmak, kırıştırmak, karmakarışık etmek
- buruşukluk.