- dolu
isim Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü"Dolu ekinlerini vurmuşsa bir yıl aç demekti." - T. Buğra
- dolu
sıfat İçi boş olmayan, dolmuş, meşbu, pür, boş karşıtı"Su ile dolu bir şişe."
- genel
sıfat Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi"Genel seçim. Genel tarih."
- yaygın
sıfat Çoğu kimselerce duyulmuş, öğrenilmiş, kullanılmış veya benimsenmiş olan"İlişkinin düzmeceliğinden yorulunca kapıyı çarpıp çıkanın, başka birine kaptırıldığı sanısı yaygındır." - T. Uyar
- geçer
sıfat Yürürlükte bulunan, geçerliği olan, kullanılan"Geçer para."
- bol
sıfat İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı"Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." - P. Safa
- bol
isim Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki
- geçerli
sıfat, hukuk Yürürlükte olan, uygulanan, meri, muteber
- mebzul
sıfat Bol, çok
- güncel
sıfat Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü (haber, olay vb.), aktüel"Güncel olaylar, yorumlarla şaşılacak bir özdeşlik, bir uyum gösterir." - N. Cumalı
- olagelen
- hüküm süren rife with dolu.