- nisan
isim Yılın dördüncü ayı, april
- ücret
isim, ekonomi İş gücünün karşılığı olan para veya mal"Ücret hizmet mukabilidir. Ne yapıyorsun ki sana para verelim?" - N. Hikmet
- gönül okşamak
birini hoş bir söz veya davranışla sevindirmek, iltifat etmek"Gönüllerin birbirine kaynaştığı o günler millî bayramlarımızdan biriydi." - O. S. Orhon
- armağan
isim Birini sevindirmek, mutlu etmek, onurlandırmak, kutlamak için veya anı olarak verilen şey, hediye, dürü"Sana bir yılbaşı armağanı alacağım." - A. Kutlu
- ödül
isim Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat"Ödül, yarıştırma kurumlarını giderek ellerinde topluyorlar." - A. Ağaoğlu
- karşılık
isim Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış, mukabele"Haykırışlarına etraftan karşılık gelmiyordu." - H. R. Gürpınar
- ödül vermek
ödüllendirmek"Ödül, yarıştırma kurumlarını giderek ellerinde topluyorlar." - A. Ağaoğlu
- mükafat
Kur’an-ı Kerim, 1. Ödül.
2. Değerlendirici, sevindirici davranış.
- ödüllendirmek
-i Bir başarıyı veya bir iyiliği ödülle değerlendirmek, mükâfatlandırmak"O yüzden, seni ödüllendirmek için sorunu cevapsız bırakmayacağım." - İ. O. Anar
- mükâfatlandırmak
-i Ödüllendirmek"Atatürk bu vefalı dostunu tekrar mebus yaparak mükâfatlandırdı." - Y. Z. Ortaç
- taltif etmek
gönül okşamak
- karşılığını vermek
- mükâfatını vermek
- ödül vermek, ödüllendirmek, ödül, mükafat, karşılık