- suçlamak
-i, -le Bir kimsenin herhangi bir suç işlediğini öne sürmek, itham etmek"Dikkatle yüzüne bakıyorum ama beni suçladığına ilişkin hiçbir belirti göremiyorum." - A. Ümit
- azarlamak
-i Kırıcı ve sert söz söylemek, paylamak, tekdir etmek
- tekdir etmek
azarlamak, paylamak
- paylamak
-i Birine kusurundan ötürü sert sözler söylemek, azarlamak"Görümcesi onu paylıyor, o ise Kutlu'nun yüzüne bakıyordu, duymamacasına." - N. Araz
- serzeniş etmek
yakınmak"Nihayet uzun uzun münakaşalardan, serzenişlerden, çekişmelerden sonra Seyfi, kadını ikna ediyor." - E. M. Karakurt
- şiddetle eleştirmek
- kabahatli bulmak
- suçlamak.
- azarlamak, paylamak, suçlamak