- itmek
-i Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek"Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar." - H. E. Adıvar
- reddetmek
nsz Verilen veya yapılması istenen bir şeyi kabul etmemek, geri çevirmek"Kendisine evlenme teklif ettim, reddetti." - S. F. Abasıyanık
- püskürtmek
-i Püskürme işini yaptırmak
- defetmek
nsz Kovmak"Eğer buraya karşı bir tecavüze kalkışırlarsa defedeceğim." - A. Gündüz
- iğrendirmek
-i İğrenmesine yol açmak"Bazen genç, güzel, bazen insanı ürkütecek, iğrendirecek kadar çirkin kadın..." - S. F. Abasıyanık
- uzaklaştırmak
-den, -i Uzağa götürmek"Allah rızası için şu adamları uzaklaştırın başımdan." - A. Kulin
- aksetmek
-den Ses bir yere çarpıp geri dönmek, yankılanmak, yankı vermek"Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyla / Dağ dağ o güzel ses bütün etrafı gezindi" - Y. K. Beyatlı
- tiksindirmek
-i, -den Tiksinmesine yol açmak
- bağdaşmamak
- geriye atmak
- haşaratlı defedici ilâç
- uyuşmamak
- uzaklaştırıcı
- bir çeşit sugeçmez kumaş.
- geri püskürtmek, iğrendirmek, tiksindirmek
- nefret uyandırmak. repellent defedici