- tamir etmek
onarmak
- canlandırmak
-i Canlanmasını sağlamak, canlanmasına yol açmak
- uzatmak
nsz Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak"Saç uzatmak. Tırnak uzatmak."
- tekrar etmek
yeni baştan söylemek veya yapmak"Gerçi hayat kitaba sığmayacak kadar geniştir fakat tekrarlarla doludur." - A. Haşim
- tekrarlamak
-i Bir işi bir kez daha yapmak, yinelemek, tekrar etmek"Kar, çam ormanlarını kapladıkça tekrarlayıp durduğu mısraları, bir başkasıyla paylaşmak istemişti." - A. İlhan
- onarmak
-i Bozulmuş, eskimiş olan bir şeyi düzeltip işler veya kullanılır duruma sokmak, işe yarar duruma getirmek, tamir etmek"Bozuk bir saati onardı."
- yenileştirmek
-i Yenileşmesini sağlamak
- restore etmek
Yapı-Dekorasyon, Aslını bozmadan onarmak.
- yenilemek
-i Bir kimse veya bir şeyin yerine yenisini koymak"Fatih Sultan Mehmet onu onarttığı gibi III. Murat da 1582 yılında yenilemiştir." - S. Birsel
- yinelemek
-i Tekrarlamak"Loş alanda gidiyor, geliyor, yineliyordu rolünün bütün sözlerini." - N. Cumalı
- tazelemek
-i Yenisiyle veya tazesiyle değiştirmek"Barmenle yardımcısı boşalan kadehleri tazeliyorlardı." - Ç. Altan
- gençleştirmek
-i Yeniden gençliğine ve dinçliğine kavuşturmak"Karı beni yirmi yaş gençleştirdi." - P. Safa
- yenilenmek
nsz Bir şeyin yerine yenisi konulmak
- eksiğini tamamlamak
- müddeti uzatmak
- tekrar başlamak
- yeni hayat vermek
- yeniden başlamak
- yeniden başlamak. renewable yenilenir.
- yenilemek, yenileştirmek, tazelemek, canlandırmak, dinçleştirmek, yinelemek, tekrarlamak