- koparmak
-i Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak"O koskoca lenduha gibi gövdenle ipi koparırsın da başımıza iş çıkarırsın!" - O. C. Kaygılı
- ayırmak
-i, -e Bölmek"Elmayı dörde ayırmak."
- parçalamak
-i Parçalara ayırmak, bütünlüğünü bozmak, parça parça etmek"Biraz iyi bakınca gördüm ki kuş, yılanı parçalayıp yiyor." - M. Ş. Esendal
- parçalanmak
nsz Parçalama işine konu olmak, parçalara ayrılmak, paralanmak"Mine'nin parçalanmış bedeni gözlerimin önüne geliyor." - A. Ümit
- yarmak
-i Uzunlamasına bölüp ayırmak"Odunu yarmak."
- yarılmak
nsz Yarma işi yapılmak
- yırtılmak
nsz Yırtma işi yapılmak veya yırtma işine konu olmak"Minibüs yolunda işçilerin üstü yazılı bezleri yırtıldı." - L. Tekin
- yırtmak
-i Kâğıt, kumaş gibi bükülüp katlanan şeyleri parçalamak"Artık küstahlığın perdelerini yırtmasam da camlarını çatlatabilirim." - A. N. Asya
- bölmek
-i Bir bütünü iki veya daha çok parçaya ayırmak, taksim etmek"Bir domates aldı, çakıyla dörde böldü." - N. Cumalı
- yarılmak.
- çekip koparmak
- yırtmak, cırmak, yarmak, koparmak, bölmek, ayırmak, zorla çekip almak, koparmak, ayırmak