- çıkarma
isim Çıkarmak işi, emisyon"Yağmazsa yağmasın. Biz onsuz da kışı çıkarmasını biliriz eninde sonunda." - N. Hikmet
- temizleme
isim Temizlemek işi"Çocuklara yılda bir kez barınakları temizleme sırası gelirdi." - A. Kutlu
- nakil
isim Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
- taşıma
isim Taşımak işi"Yorgun, tahammülsüz, aşkı taşımaya kabiliyetsiz bir hâldeyim." - H. C. Yalçın
- kaldırma
isim Kaldırmak işi"Şimdi yavaş yavaş kendimize geliyoruz ama bir damak kaldırma ameliyesine muhtacız hâlâ." - N. F. Kısakürek
- sonuçlandırmak
-i Sonuca ulaştırmak, bitirmek, neticelendirmek, intaç etmek
- taşınma
isim Taşınmak işi
- nakliye
isim Taşıma işi
- ihraç
isim Çıkarma, dışarıya atma
- uzaklaştırma
isim Uzaklaştırmak işi"Okuldan uzaklaştırma cezasının da bir anlamı kalmamıştı artık benim için." - Ö. Seyfettin
- çözme
isim Çözmek işi"Bu çeşitten karmaşık soruları bir çırpıda çözmeye kalkışacak değilim buracıkta." - N. Uygur
- sökme
isim Sökmek işi"Yazıları nihayet sökmeyi başardığında adamakıllı şaşırdı." - İ. O. Anar
- kaldırılma
isim Kaldırılmak işi"Benim bunlara itirazım yoktu. Tek itirazım, annemin oynamaya kaldırılmasıydı." - A. Kutlu
- neticelendirmek
-i Sonuçlandırmak
- yok etme
- işinden çıkarma
- yerini değiştirme
- yol verme
- ihraç.
- kaldırma taşıma yolverme
- kaldırma, taşınma, çıkarma, kovulma, görevden alınma, yerini değiştirme
- ortadan kaldırma