- yumuşatmak
-i Sertliğini gidermek, yumuşak duruma getirmek
- yumuşamak
nsz Sertliği kalmamak, yumuşak duruma gelmek
- gevşetmek
-i Sertlik ve gerginliğini bozmak
- gevşemek
nsz Sertlik ve gerginliği bozulmak"Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti." - A. Gündüz
- hafifletmek
-i Hafiflemesine yol açmak, hafifleştirmek, tahfif etmek"Damatlarının bu işten memnun görünmesi, onun azap ve sıkıntısını yarı yarıya hafifletiyordu." - R. N. Güntekin
- zayıflatmak
-i Zayıf olmasına yol açmak"Zayıflamaktan değil, onu zayıflatmaktan çekinmiyordum." - F. R. Atay
- dinlenmek
nsz Güç kazanmak için çalışmaya ara vermek, yorgunluğunu gidermek, soluklanmak, istirahat etmek"Pervin biraz dinlendikten sonra ayağa kalktı." - P. Safa
- istirahat etmek
dinlenmek"Askerimiz şu beklemeyi bir istirahat sayıyor." - Ö. Seyfettin
- rahatlatmak
-i Rahatlamasını sağlamak, ferahlatmak
- biraz salıvermek
- gevşemek, gevşeyip dinlenmek, yorgunluğunu atmak, rahatlamak, gevşetmek, rahatlatmak, dinlendirmek,
- eğlenmek. relaxa'tion dinlenme
- gevşeyip istirahat etme
- gevşeyip istirahat etme.
- yorgunluğunu atmak