- bağlı
sıfat Bir bağ ile tutturulmuş olan"Günlerden beri bağlı duran demir, sert bir hırıltıyla denize daldı." - Halikarnas Balıkçısı
- yakın
sıfat Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı
- bağıl
sıfat Görece
- izafi
sıfat, felsefe Göreceli
- akraba
isim, hukuk Kan bağıyla birbirine bağlı olan kimseler"Geceleyin, babam, amcam, akrabamız, hepsi istasyonda idiler." - Y. K. Beyatlı
- hısım
isim, hukuk Evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimseler
- nispi
sıfat Birbirine göre (olan), önceki duruma göre"Bugün hastada nispi bir iyileşme var."
- münasebet
isim İlişik, ilişki, ilinti"İzmir'den, ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım." - Atatürk
- ilgili
sıfat İlgilenmiş olan, ilgisi bulunan, alakalı, alakadar, müteallik"Demokrasiyle ilgili sorunlara tanık olmuş ve önemli dersler almıştı." - H. Topuz
- mensup
sıfat Bir yerle veya bir kimseyle bağlantısı olan, ilişkili, -den olan, -e bağlı (kimse)"Bu cemiyetin mevcudiyeti ve faaliyeti ordu mensuplarının asabiyetini tahrik ediyordu." - Atatürk
- göreli
sıfat, felsefe Göreceli
- bağıntılı
sıfat, felsefe Göreceli
- dair
sıfat Bir konu üzerine olan, üzerine, konusunda, ... ile ilgili, üstüne"Yarına kadar sarhoşluğu geçer, ben de sarhoş olmadığına dair rapor veririm." - A. Gündüz
- göreceli
sıfat, felsefe Varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı bulunan, mutlak olmayan, göreli, bağıntılı, izafi, nispi, rölatif"Bütün bu tarihler göreceli işaretlerdir." - N. Cumalı
- ilgi zamiri
Türkçe-Dil Bilgisi, Adın yerini tutan-ki eki.
- ilişkin
sıfat İlgisi, ilişiği olan, bağlı, ilgili, ait, merbut, müteallik"Dikkatle yüzüne bakıyorum ama beni suçladığına ilişkin hiçbir belirti göremiyorum." - A. Ümit
- oranlı
sıfat Kendinde oran bulunan, nispetli, mütenasip, mütevazin
- rölatif
sıfat, felsefe Göreceli
- akraba, göreli, oranlı, nispi, bağlı, ilişkin
- bağıntılı ilişkin