- bağlantı kurmak
irtibat sağlamak"Kar yüzünden çevre ile bağlantı kesildi."
- nakletmek
-i Nakil işini yapmak, bir yerden başka bir yere geçirmek, iletmek"İkisi de koluna girerek hastayı otomobile naklettiler." - P. Safa
- hikâye etmek
ayrıntılarıyla anlatmak, söylemek"Salonunda toplanmıştık geçen gece beş on kişi / Vardı onun kendine has bir hikâye söyleyişi" - E. B. Koryürek
- kapsamak
-i İçine almak, sınırları içine almak, şamil olmak
- anlatmak
-i, -e Bilgi vermek, izah etmek"Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi." - P. Safa
- söylemek
-i Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak"Bu konak için de yine senelerden beri aynı şeyi söylerim." - R. N. Güntekin
- bağlı olmak
tabi bulunmak"Günlerden beri bağlı duran demir, sert bir hırıltıyla denize daldı." - Halikarnas Balıkçısı
- ilgili olmak
- anlatmak, nakletmek, hikâye etmek, arasındaki farkı görmek/göstermek,
- münasebet tesis etmek
- münasebeti olmak