- hoşlanmak
-den Hoşuna gitmek, hoş bulmak, hazzetmek, sevmek"Annesi o tarz yaşayıştan hoşlanır mı?" - A. M. Dranas
- sevindirmek
-i Sevinmesine yol açmak, sevinmesini sağlamak"Babam, hiç hoşnut olmadığımı, beni yine sevindiremediğini sandı." - A. Ağaoğlu
- sevinmek
nsz Sevinç duymak"Babama, bana bir yazı makinesi aldığı için ne kadar sevindiğimi bile gösteremedim." - A. Ağaoğlu
- hazzetmek
-den Hoşlanmak"Kasaba içinde Kadı İbrahim Efendi'den hazzeden kimse yoktu." - Ö. Seyfettin
- memnun olmak
sevinmek, sevinç duymak, kıvanmak"Ben yine memnunum senden evladım / Sana ben bu bapta kusur bulmadım" - E. B. Koryürek
- çok sevinmek
- sevinç göstermek
- sevinçle
- sevinçle bağırmak
- çok sevinçli olmak, sevinmek