- keder
isim Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ızdırap, tasa"Hiçbir kederim yoktu ki onun bir tatlı kelamıyla bertaraf olmasın." - A. H. Müftüoğlu
- pişman olmak
yaptığı bir işin yanlış veya uygunsuz sonuç verdiğini anlayarak üzülmek
- hasretini çekmek
birini çok özlemek"Hasretimden deli olacak hâle geldim." - N. Hikmet
- acıkmak
nsz Yemek yeme gereksinimi duymak"Onların da karnı acıkmış olacak ki söz yemekten açıldı." - F. Otyam
- üzülmek
nsz Üzme işine konu olmak"Karısının düştüğü bu hâle üzülmek şöyle dursun ona çok defa dadı kalfa muamelesi etmekten çekinmezdi." - R. N. Güntekin
- üzüntü
isim Olması istenilmeyen olaylardan doğan ruh tedirginliği, teessür"Beni sevmiyor, yeniden zihnimi kurcalamak, sinirlerimi üzüntü içinde bırakmak istiyor." - E. İ. Benice
- acınmak
-e Acıma işine konu olmak"Günlerce elin, dile gelmeyen çocuğunu bağrına basan fabrika sahibine acındı." - L. Tekin
- vicdan azabı
isim Yapılan bir işten dolayı duyulan acı, üzüntü"Gözlerinde minnet yaşlarıyla yüzüme baktıkça vicdan azabına benzer bir şey duyuyor." - R. N. Güntekin
- pişmanlık
isim Pişman olma durumu, nedamet"Sarı sakalları uzamış, bu yanık yüzde, en küçük bir pişmanlık eseri yoktu." - H. Taner
- nedamet
isim Pişmanlık"Gözlerime iki damla nedamet yaşı getirmek için dudaklarımı bütün kuvvetimle ısırıyordum." - H. C. Yalçın
- itizar
isim Özür dileme
- esef etmek
üzülmek"Ötekilerin yüzünde onunki gibi esefle karışmamış, bambaşka bir öfke vardı." - T. Buğra
- kederlenmek
nsz Kederli olmak, üzülmek, tasalanmak, mükedder olmak"Biz hep o haberlerin tesiriyle düşünür, endişelenir, kuşkulanır, kederlenir dururuz." - Y. K. Beyatlı
- hayıflanmak
nsz Acınmak, üzülmek, yerinmek, esef etmek"Selanik'i Türk elinde görebilecek miyim? diye hayıflanıyordu." - F. R. Atay
- esef
isim Üzüntü, kaygı, tasa"Ötekilerin yüzünde onunki gibi esefle karışmamış, bambaşka bir öfke vardı." - T. Buğra
- teessüf etmek
acımak, üzülmek, yazıklanmak
- müteessif olmak
üzülmek, acınmak, yerinmek, esef etmek"Sonra, efendim, dünkü hareketimden dolayı fevkalade müteessir ve müteessifim." - N. Hikmet
- esef duymak
- üzüntü duymak
- acınarak
- pişman olmak, gözünde tütmek, özlemini çekmek, aramak, üzüntü, pişmanlık
- üzüntü pişmanlık