- selam vermek
selamlamak
- farkına varmak
gözüne çarpmak, fark etmek, anlamak"Emanete ihanet etmek veya etmemekle insan öteki mahlukattan ayrılır veya onlardan farkı kalmaz." - İ. Özel
- onaylamak
-i Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek, tasdiklemek"Bu kitabın ahlak bozucu olduğunu elbet siz de onaylarsınız." - S. Birsel
- inanmak
-e Bir şeyi doğru olarak benimsemek"Bizim şairlerimiz sanatın sanat için olduğuna inanırlar, başka bir ereği olabileceği akıllarına gelmez." - N. Ataç
- görmek
-i Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek
- algılamak
-i Bir olayı veya bir nesnenin varlığını duyu organlarıyla kavramak, idrak etmek"Kokuyu daha iyi algılamak için burnumu iyice gömüyorum yastığa." - A. Ümit
- idrak etmek
akıl erdirmek, anlamak, kavramak"Kişilik idraklerle doğar, diyenler de var." - Ç. Altan
- tanımak
-i Daha önce görülen, bilinen bir kimse veya şeyle karşılaşıldığında bunun kim veya ne olduğunu hatırlamak"Zarfın üstündeki yazıyı hemen tanıdı." - H. E. Adıvar
- itibar etmek
saygı göstermek, saymak, değer vermek"Benim bir kuru itibardan başka neyim var bu dünyada kaybedecek?" - N. Cumalı
- ayırt etmek
Birkaç şeyi birbirinden ayıran niteliği anlamak, tefrik etmek, temyiz etmek"Ününün, sinemamıza getirdiği özel duyarlığın ayırdında bile değildi." - S. İleri
- bilmek
nsz Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak"Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu." - A. Ağaoğlu
- itiraf etmek
başkaları tarafından bilinmesi kendi için sakıncalı görülen bir gerçeği saklamaktan vazgeçip açıklamak, söylemek, bildirmek"Hatıralarım demek; söylemek istediklerim, itiraflarım demek, söyleyebildiklerim demektir." - F. R. Atay
- kabul etmek
- takdir etmek
- müteşekkir olmak
- tanımak, tanımak, onaylamak, farkına varmak, görmek, takdir etmek