- taze
sıfat Bozulmamış, bayatlamamış olan"Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum." - Y. Z. Ortaç
- yeni
sıfat Kullanılmamış veya az kullanılmış olan, eski karşıtı"Yeni giysi. Yeni ayakkabı."
- son
sıfat Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı"Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu." - P. Safa
- geçenlerde
zarf Yakın bir geçmişte, yakında, geçende"Geçenlerde bir iş adamı bakarada yüz bin liraya yakın para kaybetti." - F. R. Atay
- güncel
sıfat Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü (haber, olay vb.), aktüel"Güncel olaylar, yorumlarla şaşılacak bir özdeşlik, bir uyum gösterir." - N. Cumalı
- en son
- yakında olmuş
- yeni olmuş
- yeni, yakında olan, son günlerdeki, son