- okuma
isim Okumak işi, kıraat"Okuması vardı, yazması azdı." - B. Felek
- kaydetmek
-i, -e Yazmak, bazı önemli noktaları tespit etmek
- varsaymak
-i Bir olgunun sonuçlarından yararlanabilmek, bu sonuçlar üzerine düşünce üretebilmek için onu olmuş veya olacak saymak, farz etmek"Öyle ya içgüdü, ilgili bilim adamlarına göre, insandan çok hayvan türlerinde varsaydığımız bir özellik." - N. Uygur
- sanmak
nsz Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek, zanneylemek"Babam, hiç hoşnut olmadığımı, beni yine sevindiremediğini sandı." - A. Ağaoğlu
- saymak
-i Bir şeyin kaç tane olduğunu anlamak için bunları birer birer elden veya gözden geçirmek, sayısını bulmak"Nara sormuşlar: -Tanelerin kaç tane? Yiyenler saysın bana ne- demiş." - B. R. Eyuboğlu
- göstermek
-i Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek"Vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi."
- çıkarmak
-den Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- anlamak
-i Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak"Yıldızın hemen altında, namluya benzer bir başka şekil var, bunun bir tabanca olduğunu anlamakta gecikmiyorum." - A. Ümit
- kavramak
-i Elle sıkıca tutmak"Çocuğu koltuk altlarından kavrayıp kaldırdı." - N. Cumalı
- mana vermek
kendince bir yargıya varmak, yorumlamak"Ne Hak buyruğun tutarsın ne kul sözün işitirsin / Hiç bilmezsin mana nedir, ne dilde çağırmak gerek" - Yunus Emre
- tefsir etmek
yorumlamak"Hiçbirini tefsire ve hiçbirinden mana çıkarmaya kimsenin dili varmaz olmuştu." - Y. K. Karaosmanoğlu
- yorumlamak
-i Bir yazıyı veya bir sözü yorum yaparak açıklamak, tefsir etmek
- okumak
-i Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek veya seslendirmek"Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu." - F. R. Atay
- kıraat etmek
Kur'an'ı belli kural ve işaretlere göre okumak"Orada da bu gece kıraatleri devam ediyordu." - H. C. Yalçın
- okumuş
sıfat Okuyarak bilgisini genişletmiş, öğrenim görmüş (kimse)"Bizim aramızda en görmüş geçirmişi, en okumuşu sensin." - A. Erhat
- okunmak
nsz Okuma işine konu olmak"Gece olmuş, yatsılar okunmuş, daha damat bey gelmemişti." - S. M. Alus
- okumak, anlamak, sökmek, çözmek,
- okuyup öğrenmek
- yazılı olmak
- çok bilgili
- öğrenim görmek