- yırtık
sıfat Yırtılmış olan"Yırtık yeri birleştiriyor, yapıştırmaya çalışıyor, yapamıyor, yatağın üstüne kapanıp hıçkıra hıçkıra ağlıyordum." - A. Ağaoğlu
- yırtık pırtık
sıfat Parça parça olmuş, eskiyip parçalanmış, eski püskü"Çatıların üstüne çöp yığınlarından ayıkladıkları naylonları, yırtık pırtık savanları, delik deşik kilimleri serdiler." - L. Tekin
- pürüzlü
sıfat Pürüzü olan"Pürüzlü cilt."
- kılıksız
sıfat Giyimi düzgün olmayan, sünepe, kıyafetsiz, süfli"Çocuk, kılıksız ve bakımsız." - N. F. Kısakürek
- eski püskü
sıfat Çok eski, iyice eski"Eski püskü paketin içinde ne olduğunu anladınız, değil mi?" - O. C. Kaygılı
- hırpani
sıfat Perişan, derbeder"Fakat eskiden zengin bir tüccar, şimdi ise hırpani kılıklı ve meteliksiz bir ihtiyar olan ağzı bozuk bir kumarbaz." - İ. O. Anar
- lime lime
zarf Parça parça
- karışık düzensiz
- pejmürde kılıklı. raggedly yırtık pırtık. raggedness pejmürdelik.
- pejmürde: iplikleri akmış
- yırtık pürüzlü