- tepesi atmak
birdenbire öfkeye kapılmak, öfkelenmek"Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz." - S. F. Abasıyanık
- moda
isim Değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik
- azarlamak
-i Kırıcı ve sert söz söylemek, paylamak, tekdir etmek
- heyecan
isim Sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi vb. sebeplerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu durumu"Çıngırağın her çekilişinde ikisinin de heyecandan yürekleri ağızlarına geliyor." - M. Yesari
- hırs
isim Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku"Para hırsı. Şöhret hırsı."
- öfkelenmek
nsz, -e Öfkeli duruma düşmek, kızmak, hiddetlenmek"Boş boş baktığımı görünce öfkelenip elindekileri bir köşeye attı." - O. Pamuk
- gazap
isim Öfke, kızgınlık, hiddet"En önde Tevfik, en arkada cüce, birbirinin ayaklarına basarak Emine'nin gazabından sokağa fırladılar, karanlıkta birdenbire kayboldular." - H. E. Adıvar
- hiddet
isim Öfke, kızgınlık"Kocaman bir tas içinde su geliyor, sabun, havlu, kurulama deyinceye kadar hiddeti geçiyor sultanın." - N. F. Kısakürek
- kızgınlık
isim Kızgın, ısınmış olma durumu
- öfke
isim Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap"Fahri'nin gözlerinde karanlık bir ifade var, umutsuzluk, öfke karışımı bir şey." - A. Ümit
- köpürmek
nsz Köpük yapmak, köpük oluşmak, köpük çıkararak kabarmak"Fırat, Malatya'ya doğru bir dirsek gibi kıvrıldığı vadide artık dağlardan kopup çağıl çağıl köpürmüyor." - A. Kulin
- coşku
isim Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu"Valinin hızı ve coşkusu, yanındakilere de bulaşıcı bir hastalık gibi sirayet ediyordu." - A. Kulin
- kudurmak
nsz Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak
- kırıp geçirmek
yakıp yıkarak, öldürerek, baskı veya etki yaparak büyük zarar vermek"Taşları kırmak. Bardağı kırmak."
- hiddetlenmek
nsz Kızmak, öfkelenmek"Böyle hiddetlenecektin, niye razı oldun?" - A. Kabaklı
- köpürme
isim Köpürmek işi"Dün bize öğretirken aslanca köpürmeyi / Bugün o da huy etmiş yerlere yüz sürmeyi" - F. N. Çamlıbel
- büyük öfke
- şiddetli öfke
- çok öfkelenmek
- öfke, hiddet, düşkünlük, tutku, moda, öfkeden kudurmak, tepesi atmak,
- çok rağbet gören sey
- çok şiddetle meydana gelmek.
- şiddetle esmek