- pek çok
sıfat Yeterinden fazla, bir hayli"Ona hayran olanlarımız pek çok fakat ne yazık ki onu hakkıyla okumuş ve anlamış bulunanlarımız pek azdır." - İ. A. Gövsa
- yığın
isim Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe"Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim." - N. F. Kısakürek
- şal
isim Genellikle Hindistan'da dokunan, özel motifleri olan değerli bir yün kumaş"Genç kadın, yün şalını başına almışken çıkardı." - R. Enis
- gezdirmek
-i Birinin gezmesini sağlamak, dolaştırmak"Kendisini seven, gezdiren büyük kızlar, ona abla kokusunu vermişlerdi." - O. C. Kaygılı
- pek çok.
- sal ile taşımak
- sal yapmak
- sal, şişme
- büyük miktar. a raft of çok
- sal kullanmak
- sal kullanmak.