- kök
isim, bitki bilimi Bitkileri toprağa bağlayan ve onların, topraktaki besi maddelerini emmesine yarayan klorofilsiz bölüm
- kök
isim, müzik Sazı kurmaya yarayan burgu
- koşu
isim Koşma"Benim oğlanın göbeği çıkıyormuş da biraz, her sabah koşu yapıyor, dedi." - N. Hikmet
- döl
isim Canlıların üremesi sonucu ortaya çıkan yeni birey veya bireylerin bütünü, zürriyet, nesil"Macarların çoğunun bize benzeyişinin bir nedeni de bu döl karışmasıdır." - H. Taner
- ırk
isim Kalıtımsal olarak ortak fiziksel ve fizyolojik özelliklere sahip insanlar topluluğu"Türkler, insan olarak, ulus olarak doğunun en üstün ve şerefli ırkıdır." - S. Birsel
- akıntı
isim Akma işi"Musluğun akıntısı bir türlü kesilemedi."
- gidiş
isim Gitme işi"Başka bir gidişinde Cenova'da dok işçileri grevdeydi." - N. Cumalı
- yarış
isim, spor Yarışma"Bunlardan kaç babayiğit bu ölüm yarışını göze alabilir?" - T. Buğra
- soy
isim Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, sülale"Bizler hadi neyse, böyle biraz gülünç bir adamın hafif adına katlanalım ama yarın bizim soyumuzdan kimlerin yetişeceğini kim bilir." - M. Ş. Esendal
- cins
isim Tür, çeşit"Lalelerin cinsleri günden güne çoğalıyor, soğanları akıl almayacak fiyatlarla satılıyordu." - A. H. Çelebi
- tür
isim Çeşit, cins"Yazı türleri."
- yarış atı
isim, spor At yarışları için yetiştirilen at
- yarış etmek
geçmek için uğraşmak"Bunlardan kaç babayiğit bu ölüm yarışını göze alabilir?" - T. Buğra
- nesil
isim, toplum bilimi Kuşak"Her şeyde olduğu gibi her nesilden birkaç kişi bu umumi mazhariyetin üstüne çıkar." - A. H. Tanpınar
- cereyan
isim Bir yöne doğru akma, akış, akıntı"Köprünün parmaklığına dayandı, gözlerini Haliç'in kapkara sularına, bu suların cereyanına kaptırdı." - E. E. Talu
- yarışma
isim Yarışmak işi, müsabaka
- koşmak
nsz Adım atışlarını artırarak ileri doğru hızla gitmek"Ben kaçıyorum, abim de arkamdan koşuyor." - A. Ağaoğlu
- yuva
isim Kuşların ve başka hayvanların barınmak, yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek veya yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak"Kuşlar yuva, dünyaevi yatak, dünya kapılarında yavrular kundak bekliyordu." - A. N. Asya
- seğirtmek
nsz Sıçrayarak yakın bir yere doğru koşmak"İçeriye girip de kalem odasına doğru seğirttiği anda odacı sokaktan seslendi." - E. E. Talu
- seğirtme
isim Seğirtmek işi
- yarışmak
nsz, -le Üstünlük kazanmak amacıyla bir yarışmaya katılmak
- müsabaka
isim, spor Yarışma"Biraz daha geçti, sırıkla yüksek atlama müsabakası ilan olundu." - M. Ş. Esendal
- çekişme
isim Çekişmek işi"Sizin şu çocuğa gebe kaldığınız anlaşılınca kocanızla aranızda bir çekişme olmuştu." - N. F. Kısakürek
- koşuş
- yarış, su akıntısı,
- at yarışı
- familya özel tat
- fazla hızlı işlemek
- yarış koşu soy nesil
- yaşam süresi
- zencefil kökü