- soru
isim Bir şey öğrenmek için birine yöneltilen ve karşılık gerektiren söz veya yazı, sual
- sorgu
isim Sorma işi"Soracakları varmış yıllardır sorarlar / Anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek" - A. İlhan
- soru işareti
isim, dil bilgisi Soru cümlelerinin sonuna konulan noktalama işaretinin adı (?)
- soru sormak
bir konu hakkında bilgi edinmek üzere soru yöneltmek
- sual
isim Soru"Hatıralarını anlattığı sırada Atatürk'e bir sual sormuştum." - F. R. Atay
- sorguya çekmek
bir suçla ilgili olarak soru sorup cevap istemek"Soracakları varmış yıllardır sorarlar / Anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek" - A. İlhan
- sorgulama
isim Sorgulamak işi, isticvap"İçeri giren polisin onları sorgulamaya bile gerek görmeden kurşuna dizdiğini söylediler." - A. Ümit
- soruşturmak
-i Öğrenilmek istenilen şeyi birçok kişiye inceden inceye sormak, araştırmak"Paramıza mı göz dikiyorlar hele bir inceden inceye soruşturalım." - A. Gündüz
- sorgulamak
-i Suç niteliğinde bulunan bir sorun üzerine ilgili bulunanlara sorular sormak
- şüphe
isim Kuşku"Saçma sapan zannedilen bu sözlerin pek bariz bir mistik tesirle söylendiğine şüphe yoktur." - A. H. Çelebi
- sormak
-i, -e, -den Birine soru yönelterek herhangi bir konuda bilgi istemek, sual etmek"Hastanenin nöbetçi doktoru yok mu? diye soruyorum." - R. N. Güntekin
- kuşku
isim Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu, işkil, şüphe, acaba, şek"Bütün bunlar hatırlanınca onun zaten bilinen ve kabul edilen samimiyeti kuşku konusu yapılmazdı." - T. Buğra
- kuşkulanmak
nsz Kuşku içinde bulunmak, kuşku duymak, şüphelenmek"Bu sükûttan kuşkulanan Mebrure, yarı beline kadar hastanın üstüne düşerek elini yakaladı." - P. Safa
- doğruluğundan şüphe etmek
- sorgu, soru, kuşku, şüphe, sormak, sorguya çekmek, soruşturmak, -den kuşkulanmak,
- soru işareti koymak
- soru işareti koymak.