- kuruntu
isim Yanlış ve yersiz düşünce, evham"Evlenmek kuruntusu ile satılmaya giden iki mahalle kızı sol tarafta." - A. Gündüz
- endişe
isim Tasa, kaygı"Bir kayıkta boş kalan son yere atlayıp Galata'ya geçerken kafası hem umut hem de endişeyle doluydu." - İ. O. Anar
- kaygı
isim Üzüntü, endişe duyulan düşünce, tasa"Çocuk gönlüm kaygılardan azade / Yüzlerde nur, ekinlerde bereket" - O. V. Kanık
- şüphe
isim Kuşku"Saçma sapan zannedilen bu sözlerin pek bariz bir mistik tesirle söylendiğine şüphe yoktur." - A. H. Çelebi
- kuşku
isim Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu, işkil, şüphe, acaba, şek"Bütün bunlar hatırlanınca onun zaten bilinen ve kabul edilen samimiyeti kuşku konusu yapılmazdı." - T. Buğra
- vicdan azabı
isim Yapılan bir işten dolayı duyulan acı, üzüntü"Gözlerinde minnet yaşlarıyla yüzüme baktıkça vicdan azabına benzer bir şey duyuyor." - R. N. Güntekin
- huzursuzluk
isim Huzursuz olma durumu"Onlar bu davranışlarıyla geçmişte sadece huzursuzluk yarattı." - N. Cumalı
- karamsarlık
isim, felsefe Kötümserlik"İnsanlara yakışan, bu karamsarlığa boyun eğmek değil dünyanın tazeliğine gönlünü açık tutmaktır." - S. Birsel
- umutsuzluk
isim Umutsuz olma durumu, ümitsizlik, meyusiyet"Denizcileri umutsuzluk sardı." - Halikarnas Balıkçısı
- bulantı
isim Midede duyulan ve insana kusacak gibi bir duygu veren durum"Bu öneri ile karşılaştığım zaman duyduğum mide bulantısını şimdi bile duyuyorum." - A. Ağaoğlu
- mide bulantısı
- ansızın gelen gönül bulantısı
- bulunç ezinci
- bulunç ezinci.
- mide bulantısı, kuşku, kaygı, huzursuzluk, endişe, kuruntu
- pişmanlık. qualms of con science vicdan azabı