- deprem
isim, coğrafya Yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi veya yanardağların püskürme durumuna geçmesi yüzünden oluşan sarsıntı, yer sarsıntısı, hareket, zelzele"Okuldayken bir öğle sonu hafif bir depremde otel çökmüş." - Y. Atılgan
- sarsıntı
isim Sarsılma işi, birden sallanma"Her sarsıntıda, önümdeki yeldirmeli kadın şikâyet ediyor." - B. Felek
- sallanmak
nsz Bağlı bulunduğu yerde gevşek duruma gelip yerinden oynamak, kımıldamak"Dişi sallanıyor."
- sarsmak
-i Birdenbire ve güçle kımıldatmak, sallamak, oynatmak, titretmek"Kalkın bakalım diye çocukların karyolalarını sarsıyorlardı." - Ç. Altan
- sarsılmak
nsz Sarsma işine konu olmak"Aniden hızla itildi kapı, şöyle bir sarsıldı çıngırak." - E. Şafak
- sallantı
isim Sallanma işi"Üç buçuk senedir ben bu sallantıya şahit oldum." - P. Safa
- titremek
nsz Küçük ve hızlı salınım hareketleri yapmak"Geçtiği yollarda, incecik ellerine, kahır görmüş köylülerin nasırlı elleri sarıldı, ninelerin dua ile titreyen dudakları dokundu." - H. S. Tanrıöver
- titreme
isim Titremek işi"Herkeste bir içlenme, bir acılanma, bir titreme vardı." - İ. H. Baltacıoğlu
- ürperme
isim Ürpermek işi"Bahçemde / Yağmur bunun için yağıyor / Bunun için bu ürpermeler" - H. F. Ozansoy
- zelzele
isim, coğrafya Deprem"Boğazlarda kopacak bir zelzele dünyayı sallayabilir." - A. N. Asya
- titreyiş
isim Titreme işi"Onun gözlerinde toplanan sarı ışıkları, ellerindeki takallüsü ve titreyişi tanırdım." - K. Bilbaşar
- titremek, sallanmak, deprem
- zelzele.