- bozulmak
nsz Bozma işine konu olmak"Pazarlık bozulur, nişan bozulur, makine bozulur, mal bozulur." - B. Felek
- çürütmek
-i Çürümesine sebep olmak"Karına söyle, boğadayı çok sert yapmasın, çamaşırları çürütür." - H. R. Gürpınar
- çürümek
nsz Genellikle mikroorganizmaların etkisiyle, kimyasal değişikliğe uğrayarak bozulup dağılmak"Sen toprakta çürürsün canım kardeşim / Ben ayakta" - B. R. Eyuboğlu
- kokmak
nsz Koku çıkarmak"Her gelişinde üzeri yabancı lavantalar kokuyor." - H. R. Gürpınar
- kokuşmak
nsz Çürüyüp bozularak kötü bir koku çıkarmak, kokmak, taaffün etmek"Çöpler kokuşmuş."
- kangren olmak
vücudun herhangi bir yerindeki doku, kan gelmemesi sonucu ölmek"Onun bacağını kangren tehdit edip de tecrit ettiğimiz vakit daha iyi tanıdım onu." - H. E. Adıvar
- çürümek, çürütmek