-  almak -i Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı  
-  kullanmak -i Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak"Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu?" - H. C. Yalçın  
-  basmak -e Vücudun ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak"Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına." - C. Külebi  
-  yapmak -i Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek"Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." - Ç. Altan  
-  yakmak nsz Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek  
-  çalıştırmak -i, -e Çalışmasını sağlamak  
-  eklemek -i Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek"Bahçeye doğru bir çıkma mutfak yaptırmış, bu koca balkonu eklemiştir." - T. Buğra  
-  giymek nsz Örtünüp korunmak için bir şeyi vücuduna geçirmek"Kapalı çarşı zevkine göre alafranga sayılabilecek bir entari giymişti." - O. V. Kanık  
-  giyinmek nsz Giymek"Herkes siyahlar giyinmiş." - A. Ümit  
-  takınmak nsz Kendine takmak  
- kabul etmek
- giymek, takmak, numarası yapmak, artırmak