- yere sermek
kötü bir duruma sokmak, yenmek"İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?" - M. Ş. Esendal
- bitkin
sıfat Gücü tükenmiş olan, çok yorgun, argın, aygın, dermansız"Bitkin ve tükenik hâliyle cevaplar veriyordu." - G. Sazak
- bitik
sıfat Yorgunluk veya hastalıktan gücü kalmamış"Yaşlı ve yaslı kadını, bitik bir hâlde kulübenin köşesinde biraz kımıldanarak buyur etti." - Halikarnas Balıkçısı
- dermansız
sıfat Bitkin
- bezginlik
isim Bezgin olma durumu, usanç, yorgunluk"Gider gitmez de teselli kabul etmez bir bezginliğe, üzüntüye düşmüştüm." - R. H. Karay
- dermansızlık
isim Bitkinlik"Dizlerindeki dermansızlık arttıkça artıyordu." - R. H. Karay
- insafına kalmış
bir şeyin bir kimsenin doğruluğuna, adaletine ve isteğine bağlı olduğunu belirten bir söz"Sende insaf yok mu, adamcağız bu borcu birden verirse işi bozulmaz mı?"
- secde
isim, din b. (***) Genellikle namaz kılarken alnı, el ayalarını, dizleri ve ayak parmaklarını yere getirerek alınan durum
- takatsizlik
isim Takatsiz olma durumu"Takatsizlik ve üzüntünün sebep olduğu bir buhrandı bu." - R. H. Karay
- yükünmek
nsz Birinin önünde, saygı göstermek için eğilmek veya yere kapanmak
- yüzükoyun yatmış
- yere yıkmak
- halsiz
- takati kesilmiş
- bezginlik.
- aşırı yorgunluk
- birinin ayağına kapanmış
- halsiz bırakmak
- halsiz kalmış
- yere atılma
- yere kapanma
- yere uzanmış
- bitkin hale koymak. prostrate oneself secde etmek. prostrate oneself before ayağına kapanmak. prostra'tion bir şeyi veya kimseyi yere serme
- cılızlaşmış
- yerde uzanan
- yüzükoyun yatmış, bitkin, tükenmiş, yüzükoyun yatmak, yüzükoyun yatırmak