- üreme
isim Üremek işi
- nakletmek
-i Nakil işini yapmak, bir yerden başka bir yere geçirmek, iletmek"İkisi de koluna girerek hastayı otomobile naklettiler." - P. Safa
- geçirmek
-i Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak
- bulaştırmak
-i, -e Bulaşmasına yol açmak
- yaymak
-i, -e Bir şeyi açarak, düzelterek bir alanı örtecek biçimde sermek"Kardeşleri çardağın içine, dışına yatakları yayıyorlardı." - N. Cumalı
- çoğaltmak
-i Miktarını, sayısını, ölçüsünü artırmak, fazlalaştırmak, ziyadeleştirmek"Şüphe yok ki ölçüsüz bir para israfı bu borçları daha çoğaltacak, hiç azaltmayacaktı." - P. Safa
- dağıtmak
-i Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak"Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı." - Y. K. Beyatlı
- neşretmek
-i Yaymak, dağıtmak, saçmak
- üretmek
nsz Aynı türden canlıları çoğaltmak"Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu." - E. Şafak
- çiftleştirmek
-i Çift yapmak
- türemek
nsz Oluşmak, ortaya çıkmak, meydana çıkmak"Halide Hanım'ın hikâyesinden sonra türeyen bugünkü Turan lokantaları, Turan berberleri, Turan ocakları bütün payitahtı sarmış." - Y. K. Beyatlı
- yavrulamak
nsz Hayvan, doğurmak
- neşir
isim Yayma, dağıtma, saçma
- sirayet ettirmek
- husule getirmek
- kalıtım yoluyle geçirmek
- propaganda yapmak
- neşredici
- neşredici.
- yayma. propagative çiftleştirici
- ço- ğalmak. propaga'tion yavrulama
- üremek, çoğalmak, çoğaltmak, öndürmek, yaydırmak, yaymasını sağlamak
- üretmek yaymak