- gezi
isim Ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk, seyahat
- gezi
isim Pamuk ve ipekle karışık dokunmuş hareli kumaş"Yalnız omuz başlarını örten, kısa kollu, gezi gibi yarı sert kumaştan, yakasız bir yaz ceketiydi." - R. H. Karay
- gezinti
isim Uzak olmayan bir yere yapılan gezi, tenezzüh"O civarın bütün ahalisi oralara yayılarak akşamları gezinti yapmaktadırlar." - A. Rasim
- yürüyüş
isim Yürüme işi"Ordu arızalı fakat kısa bir yoldan yürüyüşe tekrar başladı." - F. F. Tülbentçi
- üst güverte
isim, denizcilik Gemilerde güvertenin yüksekte kalan bölümü
- gezmek
nsz Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek"Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu." - O. C. Kaygılı
- gezinmek
nsz Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek"Başı bir düşünceyle ağırlaşmış gibi öne düşük, elleri cebinde, geziniyordu." - P. Safa
- gezme
isim Gezmek işi, seyran
- mesire
isim Gezinti yeri, gezilecek yer
- Müzik-Dans, Genellikle sahil kenarında taş döşenmiş yürüyüş yolu anlamındadır. Fakat yürüyerek ve insan içine karışarak yapılan gezinti ya da dans eden çiftlerin kolkola girerek diğer çiftleri takip ettiği bir figür olarak da kullanılır.
- büyük balo
- gezme yeri
- birini gösteriş için gezdirmek. promenade concert halkın gezinmesine müsaade edilen konser. promenade deck gezinti güvertesi
- gezinmek, piyasa yapmak
- üst güverte.