- plan
isim Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen"Turist akınını karşılamak için şimdiden bir plan yapmışlar." - H. Taner
- proje
isim Değişik alanlarda önceden plan ve programa alınmış, maliyeti hesaplanmış, kurum ve kuruluşların yönetim organları tarafından onaylanmış, kısa ve uzun vadeye bağlanarak özel kurum veya devlet adına gerçekleştirilmesi kabul edilmiş bilimsel çalışma tas
- fikir
isim Düşünce"Bir fikrin münazarasıyla kütüphanesinin önünde sabahladığımız geceler olurdu." - A. H. Müftüoğlu
- plan kurmak
bir amacı gerçekleştirecek şeyleri düşünmek, tasarlamak"Turist akınını karşılamak için şimdiden bir plan yapmışlar." - H. Taner
- ödev
isim Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu, töre ve yasa bakımından gerekli olan iş veya davranış, vazife, vecibe"Şimdiye kadar ihmal ettiğim için kendimi suçlu saydığım bir ödevi yerine getirdim." - N. Hikmet
- niyet
isim Bir şeyi yapmayı önceden isteyip düşünme, maksat"Ama benim asıl niyetim eski sevgilisinin adını öğrenmek." - A. Ümit
- girişim
isim Bir işe girişme, teşebbüs"Bu yeni öğrendikleri girişim birçok bakımdan düşündürücü ve karanlık görünüyordu." - T. Buğra
- tasarı
isim Olması veya yapılması istenen bir şeyin zihinde aldığı biçim"Kafamdaki hayaller ve tasarılar epeyce açık saçık şeylerdi." - H. E. Adıvar
- düşünmek
-i Aklından geçirmek, göz önüne getirmek"Ben şimdi o güzel çehreden başka / Ne bir yüz düşünür ne hatırlarım" - N. H. Onan
- fırlatmak
-i Hızla atmak, bulunduğu yerden dışarı atmak"Kalemi kâğıdı fırlatıp yatağıma koştum." - A. Kabaklı
- atmak
-i, -e Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak"Taşı suya atmak."
- yansıtmak
-i Işık, ses, görüntü vb.ni geri göndermek, yansımasını sağlamak, aksettirmek"Ayna ışığı yansıtır. Kubbe, sesi yansıtır."
- tasarlamak
-i Bir şeyin nasıl gerçekleşebileceğini düşünmek, zihinde hazırlamak"Nasıl bir iş edinmeyi tasarladığını anlıyorum şimdi." - N. Hikmet
- planlamak
-i Yapılacak bir işi belli plana göre düzenlemek
- tasavvur etmek
zihinde canlandırmak, göz önüne getirmek
- fırlak olmak
- ileriye doğru atmak
- izdüşürmek
- sondurmak
- tasarı, plan, proje, joba, çıkıntı oluşturmak, kenara doğru çıkmak, atmak, fırlatmak, yöneltmek, tasarlamak, kurmak, planlamak, joba çizmek, izdüşürmek
- çıkıntı oluşturmak
- çıkıntı teşkil etmek
- çıkıntılı yapmak