- ağırdan almak
bir işi gereken süre içinde bitirmemek, geciktirmek"Kurşun, ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır."
- teslim etmek
bir şeyi sahibine vermek
- ayırmak
-i, -e Bölmek"Elmayı dörde ayırmak."
- gecikme
isim Gecikmek işi, teehhür, rötar"Zaten gecikmemin sebebi evi aramak oldu." - P. Safa
- geciktirmek
-i Gecikmesine sebep olmak, tehir etmek
- ertelemek
-i Sonraya bırakmak, tehir etmek, tecil etmek, talik etmek"Biraz da Mine'nin etkisiyle bu soruyu yanıtlamayı erteledim." - A. Ümit
- aksetmek
-den Ses bir yere çarpıp geri dönmek, yankılanmak, yankı vermek"Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyla / Dağ dağ o güzel ses bütün etrafı gezindi" - Y. K. Beyatlı
- oyalanmak
nsz Oyalama işine konu olmak"Ormanda çiçek toplamak için oyalanan kızı beklemeye başladı." - T. Buğra
- sürüncemede bırakmak
- erteleme. procrastinator işini tehir eden kimse.
- kaytarmak, yubatmak
- tehir etmek. procrasti- na'tion sürüncemede bırakma