- önce
zarf İlk olarak, başlangıçta, sonra karşıtı"Önce hep birlikte basın suçunu tarif edelim." - B. Felek
- önceden
zarf Başlarken, başlangıçta, daha önce, evvelce"Bunlar çok önceden suç işlemişler, hapse girmemek için dağa çıkmışlardı." - N. F. Kısakürek
- önceki
sıfat Önce olan, evvelki, mukaddem, sabık"Önceki başkan."
- evvelce
zarf Önceden, eskiden"Evvelce nazirsiz güzel olması lazım gelen yüzü artık buruşmuş." - R. E. Ünaydın
- daha önce
- bundan önce