- belirti
isim Bir olayın veya durumun anlaşılmasına yardım eden şey, alamet, nişan, nişane"Tuhaf! Çocukların yüzünde zerre kadar utanma belirtisi yok." - A. Ümit
- işaret
isim Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im"Noktalama işaretleri."
- uğursuz
sıfat Kendinde uğursuzluk bulunan, yomsuz, kadersiz, meymenetsiz, menhus, musibet, meşum, şom"Çöküyor dört tarafa uğursuz bir karanlık / Elde kalan, çökmeyen bir şey var: Kahramanlık" - F. N. Çamlıbel
- harika
sıfat Yaradılışın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran"Türk tarihi harikalarla doludur."
- alâmet
Kur’an-ı Kerim, 1. Belirti, işaret, iz, nişan.
2.Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne.
- harikulade
sıfat Eşi görülmemiş, şaşkınlık yaratıcı, olağanüstü"Elimde büyük bir şairin harikulade kitabı var." - A. Haşim
- kehanet
isim Bir olayın gerçekleşeceğini önceden bilme, kâhinlik, ön deyi, prediksiyon"Peki, bu aynada beliren kehanetlerin bir bir gerçekleşmesine ne diyeceksin?" - İ. O. Anar
- hayret verici
- omen
- acibe. porten'tous meşum
- harikulade.
- iyi ya da kötü bir şeyin habercisi
- kısa zamanda meydana gelecek bir olayın habercisi veya delili