- Lehçe
isim, dil bilimi Bir dilin tarihsel, bölgesel, siyasal sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan kolu, diyalekt
- Lehçe
özel, isim Polonya dili
- cila
isim Bir şeyi parlatmak için kullanılan kimyasal bileşik
- düzeltmek
-i Düzgün duruma getirmek"Kirli eşyalarımı paketlere sardım, bavulumu düzelttim." - R. N. Güntekin
- süslemek
-i Birtakım katkılarla bir şeyin daha güzel, daha göz alıcı olmasını, daha hoş görünmesini sağlamak, bezemek, bezeklemek, donatmak, tezyin etmek"Yemişçiler dükkânlarını meyvelerle süslüyorlar." - S. F. Abasıyanık
- parlak
sıfat Parlayan, ışıldayan"Siyah, çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu." - H. E. Adıvar
- parlatmak
-i Bir yüzeyi düzgün ve parlak duruma getirmek, parlamasını sağlamak"Derdini anlayan birini bulmak sevinci küçük gözlerini parlatmıştı." - H. E. Adıvar
- nezaket
isim Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik
- zarafet
isim Zariflik"Sadece zarafetinizin, güzelliğinizin karşıdan hayranı olmuştum." - S. Kocagöz
- parlaklık
isim Parlak olma durumu, revnak"Taşlarımız öyle güzel parlardı ki o parlaklığı görme uğruna bütün gün sürekli silmeyi bile düşündüğüm olurdu." - A. Kutlu
- terbiye etmek
eğitmek"Hepsi de karşılıklı bir iyilik ve bir terbiyeden istifade etmekteydiler." - A. Ş. Hisar
- boyamak
-i Boya sürerek veya boyaya batırarak renk vermek"Rastıkla, yanağındaki beni boyamayı da unutmadı." - S. M. Alus
- parlamak
nsz Güçlü bir ışık çıkarmak, ışık saçmak"O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak / O benimdir, o benim milletimindir ancak" - M. A. Ersoy
- incelik
isim İnce olma durumu
- perdah
isim Parlatma, parlaklık verme
- inceltmek
-i İnce duruma getirmek
- Leh
isim Bir şeyden veya bir kimseden yana olma, aleyh karşıtı"Babanın fikri, her zaman için senin lehinedir." - A. Gündüz
- Polonyalı
özel, isim Polonya halkından veya bu halkın soyundan olan kimse, Leh, Polonez
- inceleştirmek
- Polonezce
- Polonya