- dayanmak
-e Bir yere yaslanmak, kendini dayamak"Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor." - M. Ş. Esendal
- direnmek
nsz Herhangi bir düşüncede, bir istekte veya bir durumda ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek, taannüt etmek"Tek tük direnen çıktıysa da çürük yumurta gibi kısa zamanda eziliverdi." - K. Korcan
- sebat
isim Sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme, direşme
- üstelemek
nsz Bir düşünce veya istek üzerinde durmak, direnmek, ısrar etmek, tekit etmek"Almazlandım gerçi ama üsteleyip elime para bile sıkıştırdı." - M. Kutlu
- azmetmek
-e Bir işteki engelleri yenmeye karar vermiş olmak"En azından yirmi beş yıl daha yaşamaya azmettim." - N. Hikmet
- direşmek
nsz Sebat etmek
- sebat etmek
- azimle
- azimle.
- azimle devam etmek
- sebat etmek, azimle devam etmek
- ısrar etmek. persevering sebat eden. perseveringly sebatla