- kızdırmak
-i Kızmasına neden olmak, kızmasını sağlamak
- sinirlendirmek
-i Sinirlenmesine sebep olmak"Aklıma gelince sinirlendiriyor, hasta ediyor." - N. Ataç
- gıcık etmek
sinirlendirmek, öfkelendirmek, kızdırmak"Bronşit filan desem öksürük değil gıcık bile yok." - S. M. Alus
- sinirlenmek
nsz, -e Duygu ve davranışlarını denetleyemeyecek duruma gelmek, öfkelenmek, köpürmek, feveran etmek"En çok adamın tasasız, güleç yüzüne sinirlendi." - E. Işınsu
- huysuzlaşmak
nsz Huysuz bir duruma gelmek
- sinir etmek
- hırçınlaştırmak
- kızdırmak, gıcık etmek
- yakınma. peeved at -e küskün.