- park
isim Bir yerleşme merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlı ve çiçekli büyük bahçe"Park ismi de güzel ya, millet bahçesi uzunca ama daha güzel." - S. F. Abasıyanık
- otopark
isim Taşıtların trafik bakımından uygun olan ve belli bir süre bırakıldıkları açık veya kapalı yer, park yeri, park"Otopark görevlileri, arabayı kendi kafalarına göre bir yere çekerlerdi." - A. Ümit
- cennet
isim, din b. (***) Dinî inanışlara göre imanlı, dünyada iyi işler yapmış kimselerin öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt"Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni" - Yunu
- lunapark
isim Türlü eğlence ve oyun kuruluşları bulunan alan"Lunaparklarda döner salıncaklar vardır hani." - Ç. Altan
- park etmek
taşıtları trafik kuralları bakımından uygun bir yerde belli süre bırakmak"Park ismi de güzel ya, millet bahçesi uzunca ama daha güzel." - S. F. Abasıyanık
- Bahçe
isim Sebze, meyve, çiçek veya ağaç yetiştirilen yer"Alevi ve bağrışmaları gören kadın erkek herkes evimizin bahçesine doldu." - E. İ. Benice
- etmek
nsz Bir işi yapmak"Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." - H. Taner
- bırakmak
-i Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak
- koymak
-i, -e Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek"Öteki elini doktorun omzuna koydu." - S. F. Abasıyanık
- bir araya biriktirmek
- park, yeşil alan, park etmek, koymak, bırakmak
- söğke
- umumi bahçe