- paralel
sıfat, matematik Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen, koşut, muvazi, mütevazi"Bu, Çal Dağı'nın koyu mor sırtlarına paralel uzun ve yüce bir dağ." - H. E. Adıvar
- örnek
isim Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model"Mehmet Akif'in yetişmesi, gençlere bir örnek olarak anlatılmaya layıktır." - İ. A. Gövsa
- karşılaştırma
isim Kişi ve nesnelerin benzer veya aynı yanlarını incelemek için kıyaslama, mukayese
- ayni
sıfat Gözle ilgili
- benzer
sıfat Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil"Kadınların yerlerde sürüklenirken çıkardıkları seslere benzer sesler çıkardı." - L. Tekin
- enlem
isim, coğrafya Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi
- koşut
sıfat, matematik Paralel"Kuruluş, işletmeye koşut olarak başka yararlı işler de yaptı." - A. Boysan
- benzerlik
isim Benzer olma durumu"Türk işleri ile Roma ve Bizans işleri arasında benzerlik bulunamaz." - F. R. Atay
- karşılaştırmak
-i, -le Karşılaştırma işini yaptırmak
- kıyaslamak
-i, -le Karşılaştırmak, oranlamak, örneksemek, mukayese etmek
- mukayese etmek
karşılaştırmak, kıyaslamak"Bu kitabın kahramanıyla hakikat arasında yeniden mukayeseye başladı." - P. Safa
- muvazi
sıfat, matematik Paralel
- nazire
isim Karşılık olarak, benzetilerek yapılan davranış, söz
- mukayese
isim Benzeterek veya karşılaştırarak değerlendirme, karşılaştırma, kıyaslama"Bu kitabın kahramanıyla hakikat arasında yeniden mukayeseye başladı." - P. Safa
- paralellik
isim Paralel olma durumu
- benzer olmak
- paralel olarak koymak
- aynı amaç veya sonuca yönelen birbirine paralel doğru veya düzeyler
- cephe hendeği
- koşut, paralel, kıyaslanabilir, benzer, okşar, yakın, paralel çizgi, benzerlik, örnek, benzer, enlem, benzemek, eşit olmak
- kıyaslamak.
- müşabih olmak
- müşabih olmak.
- parallel to paralel olarak. parallel bars barfiks. draw a parallel mukayese etmek