- teskin etmek
acı, öfke, heyecan vb. duyguları yatıştırmak, dindirmek"Ev sahibi erkek beni, kadın da onu teskine uğraşıyordu." - B. Felek
- yatıştırmak
-i Bir kargaşayı, ayaklanmayı bastırmak"Hükûmet kuvvetleri ayaklanmayı yatıştırdı."
- dindirmek
-i Dinmesini sağlamak"En büyük bahtiyarlık yasını dindiremez / Baba, benim kalbime sensiz kimse giremez" - F. N. Çamlıbel
- hafifletmek
-i Hafiflemesine yol açmak, hafifleştirmek, tahfif etmek"Damatlarının bu işten memnun görünmesi, onun azap ve sıkıntısını yarı yarıya hafifletiyordu." - R. N. Güntekin
- hafifletme
isim Hafifletmek işi, tahfif
- örtbas etmek
- hafifletme.