- görüşme
isim Görüşmek işi, mülakat, müzakere"O gün herkes sinekkaydı tıraşlıdır, cici elbiselerini giymiştir ve görüşmesini bekler." - N. F. Kısakürek
- müzakere
isim Bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunma, oylaşma"Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim." - Atatürk
- palavra
isim Herhangi bir konuda gerçeğe aykırı, uydurma söz veya haber, balon"Delikanlı, imparatorluk sözünün bir palavra olmadığını artık yavaş yavaş anlıyordu." - T. Buğra
- yaltaklanmak
nsz Birine hoş görünmek için onursuzca davranmak, dalkavukluk etmek, tabasbus etmek"Ona buna yaltaklanan hizmetçi Şükriye'nin bu numaralarından faydalanırdı." - H. Taner
- pohpohlama
isim Pohpohlamak işi"Onu, sefil pohpohlama edebiyatı ile kazanacak herhangi bir sahtekârlık gayretinden münezzeh bulunuyoruz." - N. F. Kısakürek
- boş laf etmek
- laf boş lakırdı
- palavra atmak
- görüşme, müzakere, palavra, pohpohlama, yağcılık
- yaltaklanmak.
- yağ çekme
- yerlilerle turistler arasındaki görüşme