- düşürmek
-e Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak"Ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?" - O. C. Kaygılı
- küçültmek
-i Büyükken daha küçük duruma getirmek"Lokmasını bir iki kez çiğneyerek küçülttü." - N. Cumalı
- gölgelemek
-i Gölgeli duruma getirmek
- gölgede bırakmak
ondan daha üstün bir düzeye yükselmek, ondan çok daha başarılı olmak"Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur?" - H. E. Adıvar
- kendi üstünlüğüyle gölgelemek
- gölge düşürmek, gölgelemek
- küçültmek.