- bir varmış bir yokmuş
bir masala başlarken, "eskiden" anlamında söylenen bir tekerleme
- bir zamanlar
zarf Zamanında, vaktiyle, eskiden, bir keresinde"Bir zamanlar, sertliğinden, karşında nefes alamazdık." - N. F. Kısakürek
- eskiden
zarf Geçmiş zamanlarda, geçmiş çağlarda, geçmişte, mukaddema"Aynı şeyi eskiden de görmemiş miydim?" - A. Ağaoğlu
- evvel zaman içinde
- bir zamanlar, bir varmış bir yokmuş