- ancak
zarf "Yalnızca" anlamında, sınırlama bildiren bir söz, bir"Hasan, bu sefer kendisine ancak seyyar tuluatçıların arasında bir yer bulabildi." - O. C. Kaygılı
- bilâkis
İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Tersine olarak, tam tersine, tersine, aksine.
- tersine
zarf Beklenilenin, umulanın aksine, karşıt olarak, bilakis, aksine"Sesimi duyan Ayça da geliyor yanıma, kardeşinin tersine ilgiyle sokuluyor bana." - A. Ümit
- fakat
bağlaç Ancak, ama, lakin"El fenerim de çantanın üstündeymiş sözde fakat göremiyorum." - A. Ağaoğlu
- aksine
zarf Tersine"Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere." - N. Cumalı
- âmâ
sıfat Görme engelli
- lakin
bağlaç Ama"Halis bir şiir fena okunabilir lakin sahte bir şiir iyi okunamaz." - Y. K. Beyatlı
- gene de
öyle olduğu hâlde, rağmen"Gene göğün gözleri bir gün yaşarmayacak / Geri kalan olursa gidenleri sayacak" - F. N. Çamlıbel
- oysa
bağlaç Aralarında karşıtlık, aykırılık bulunan iki cümleyi “tersine olarak, aksine” anlamlarıyla birbirine bağlayan bir söz, oysaki, hâlbuki
- buna rağmen
- yine de
- bilakis, aksine, tersine
- tam tersi